Kitabın ismi içeriği hakkında bize birkaç ipucu
veriyor aslında. Sezai Karakoç’un hayat felsefesi Diriliş İnsanını tasvirden
yola çıkar, tasvirini verdiği Diriliş İnsanını İslam’ı anlayan ve hayata tatbik
eden halis bir mümin portresine oturtur. Ardından Mevlana’nın pergel metaforunu
canlandırır. Bu metaforda (mecaz anlatım) pergelin sabit ayağı şeriatte iken
dönen kısmı serbesttir, nasıl olsa evinden kopmamış ve döneceği yer bellidir
hareketli ayağın. Aşağıdaki alıntılarda
görüneceği üzere kendini bilme ile başlayan oluş sırrı yavaş yavaş başka
dünyalara açılır. İlimde, fikirde, sanatta eser verir Diriliş İnsanı. Dahası
insanoğlu tarafından yapılan tüm eserlere, kâinata kısacası hayatın
insanoğlunun kavrayabileceği nispette tezahür ettiği her alanda hikmeti ön plana
alır, şiir ruhun pencerelerini Allah’a açıyorsa şiirdir yoksa onun deyimiyle
bal değil balmumundan petektir.
Kâinatta hiçbir şey
tesadüfi olmamış, belli bir nizama göre tesis edilmiş ve yaratıcı tarafından
çeşitli kaidelere bağlanmıştır. Diriliş nesli olmaya adanan bir benliğin de
muhakkak ki kaideleri vardır. Bir mütefekkirin değişiyle " kendimizi,
kendi içimizde; ferdi ve cemiyetimizi içinden ve dışından kucaklayarak kendi
içimizde tamamlığa erdirmeden dışarda gözü olmak, bu iç oluşa ihanettir. Ötesi,
olduktan sonra düşünülecek iş ..." işte tam bu raddede Sezai Karakoç bu
kıymetli eseri imdadımıza yetişir. Bizim kendisini sorguladığımız yani
"nasıl olacak bu iç oluş, bu ruhun dirilişi de ne demek, iç oluş
tamamlandıktan sonra dış âlemimi nasıl kucaklarım" nevi sorulara cevap verici
mahiyetteki ki bu eseri gözümüze çarpar. Geriye kalan üzerine düşen görevi
bilme ve ardından o yüke talip olma şuuruna erme meselesi ve bu yolda irşad
eden vasıtalardan birine yönelmek yani okumaktır.
Kitap "iç
oluşun ve şahsi dirilişin nasıl olacağını işleyip daha sonrasında diriliş
erlerinin, erlerinin ve pirlerinin, nur saçan bereket yatağı bir site kurmaya
çalışmaları: İSLAM SİTESİ... Tabii bu arada diriliş nesli, cemiyetinin durumunu
gerektiği konuma getirdikten sonra, ta Afrika'nın bir ucundan Filipin adalarına
kadar uzanan bir ÖZÜLKE kurma girişimini düşünmeli: DARÜL İSLÂM...
Neticede bu
oluşlar ve olduruşlar belirli bir kural ve kaide çerçevesinde olmalı ki
sağlıklı netice versin.
İşte o kaideleri
öğrenip inanmak adına sizleri eserimizle beraber fikir yolculuğuna davet ediyor
ve kitaptan vereceğimiz pasajların sizi bu kitabı muhakkak edinmeniz gerektiği
düşüncesine iteceğini ümit ediyoruz:
‘Vücudum ruhumun buyruğunda olmalıdır.
Ruhum da sürekli olarak, Allah'ı bilme Allah huzurunda olma
savaşı içinde olmalı. Benim inandığım ve bağlandığım dava, ilk insan ve ilk yol
göstericisinin, Dünyayı dolduran inkâra karşı özgür inanç gemisinin kaptanı
olan hazreti Nuh’un ebedi sancağını uygarlıklar başkentine diken, ateş
imtihanından geçmiş ve kurban şifasıyla azapların zehrini eritmiş Hazreti
İbrahim’in, toplumu yönetecek altın kuralları sütunları gibi ufkumuzda
yükselten ve onları kıyamete kadar tarihin levhası olarak belirleyen Hz
Musa’nın, ölüleri dirilten, ölü gönülleri diriltici soluğun sahibi Hz İsa'nın
ve nihayet en büyük insan, en büyük yol
gösterici, bütün insanlığa ışık tutucu, fiziği ve fizikötesini aydınlatıcı son
peygamber Hazreti Muhammed' in davasıdır.
Doğuyu Batıyı
bilmeliyim. Eski uygarlıkları derinlemesine incelemeliyim. Yükseliş ve
düşüşlerin sebeplerini derinden derine araştırmalıyım. Allah'ın insanoğluna en büyük nimeti olan
İslam inanç ve medeniyetine mensup olan bir toplum, nasıl olur da bugünkü
acıklı duruma düşer? Bunun mutlaka bir veya birçok sebebi vardır. Bunu
bilmeliyim. İşte bütün bu konuları incelemekte ilim benim rehberim olacaktır.
Bir gün gelecek,
yine yüce İslam milleti, bilinçlenecektir. Nerelerden nerelere geldiğini
öğrenecek ve bu onu uyandıracaktır. Buna en büyük bir inançla inanıyorum
Bir site
kurmalıyım. İslâm sitesini yeniden kurmalıyım. Canlandırmalıyım, diriltmeliyim
onu. Çağ içinde varoluş hikmetim bu.
Benim sitemde
toplum zararına, çıkar, şöhret tutkusu, faizcilik, emeksiz sırttan geçinme,
şehvet pazarcılığı, zevk katliamı, yok
edilecek ve yaklaştırılmamaları gereken düşmanlarıdır Diriliş Sitesinin.
Site dışı taklide
kapalı, fakat incelemeye ve gerektiğinde ondan yararlanmaya açıktır. Ve hele
dışı sürekli olarak gözleme, Sitenin en unutulmayacak özelliklerindendir.
Diriliş Sisteminde
ve Sitesinde, maddi güçler manevi güçlerin denetimindedir
Halk yönetimi esas
olacak; ama demokrasi putlaştırılmayacak.
Tablosu çizilen
bu Site, belki ideal bir sitedir. Şüphesiz yüzde yüz bir gerçekleştirme mümkün
değildir. Ama diriliş erlerinin, bu siteyi gerçekleştirme çalışmaları
vazgeçilmez ödevleridir. Hayatlarını buna adayacaklardır. Kuşkusuz Allah da
onların bu iyi niyetli çalışmalarına armağan olarak, ütopik(hayali) gibi
gözüken sitenin gerçekleşmesini lütfedecektir. Geçmişteki İslâm uygarlıklarında
görüldüğü gibi.
Müslümanlar,
coğrafyalarını, tarihlerini birleştirme, bu yolla da tek bir kültüre erme
zorundadırlar. İslâm uygarlığının yeniden dirilişine katkıda bulunma, gücü
ölçüsünde, her Müslümanın borcudur.
Müslümanların
Birlik İdeali her gencin gönlüne silinmez bir biçimde yerleşecektir. Müslümanların politik birliğe doğru
koşmaları, hayat memat meselesidir. Diriliş erinin çağdaş ülküsüdür bu.
Özülke ve kültür
birliği idealleri, Millet İdeali ‘nin doğmasını sağlayacaktır ki, Diriliş
İdeali ‘nin temeli de bu Millet İdealidir.
Millet, İslam
Milleti doğunca, artık Hakikat Medeniyeti demek olan İslam Medeniyetinin
Dirilişi gerçekleştirilmiş olacaktır.’
Bu kısa ama İslam milletinin geleceğinin inşasında rol
oynayacak her gencin okuması gereken mühim eseri muhakkak kütüphanenize
eklemenizi ve ondan hayatınıza hakikat habercisi fikir yumaklarını damıtmanızı
ümit eder sizi Allah Teâlâ’ya emanet ederiz.
Mücahit
Selman Çubuk
Masaallah
YanıtlaSilAllah razı olsun
YanıtlaSil