Teknik-Medeniyet-Yabancılaşma, üç zor mesele kısaca. Her biri hem iç içe olacak kadar birbirine rabıt, hem birbirinden koparılamayacak kadar muhkem, modern zamanların dünyası inşa olunurken merkezdeki üç mefhumu… Mefhumların ehemmiyetine ve Müslümanca düşünme melekesinin Müslümanda var olurken bu mefhumların nereye denk düştüğüne önceki tahlillerimizde değinmiş idik. Dil varlığın evidir diyen Heidegger, insanın varoluşunda dili çok önemli bir noktaya yerleştirerek dilin ehemmiyetine dikkat çekmiştir. Bu anlayışa göre mevziisi dil olan varlığın mevzusu da evinden neşet edip, bu istikamette seyralır. Bu seyralış en sonunda lisanda aksini bulursa lisandan insana bir akış meydana gelir ve böylelikle insan kendi olmaklığına lisan vasıtasıyla erer. İnsanın kendisi olması demek ‘ne için varım’ sorusunu içselleştirerek marifetullaha yolculuk yapmak ve Yusuf Kaplan’ın tarifiyle Bilme-Bulma-Olma merhalelerini aşarak sırasıyla ilmel yakin, ayne’l yakin, hakka’l yakin mevzilerine ayak bas