Ana içeriğe atla

Yoksulluk İçimizde Kitabı (12. Kitap)






  İnsanoğlu unutmaya, umutsuzluğa kapılmaya, vazgeçmeye meyyal bir varlık. Her ne kadar Allah’ın en şerefli mahlûku olmaklığa ermiş olsa da bu mükerremliği inkâr edecek ve zıddına hareket edecek kadar da nankör. Bilhassa zamanımızda imkânların artıp ‘araçların’ yani ‘eşyanın’ amaçla yer değiştirmesi, başka bir deyişle insan için olan eşyadan, eşya için insana doğru yol alışın insanı daha mutlu etmesi gerekirken bu yolculuğun tam aksine insanın felaketi olduğu bir gerçek. Teknikanın tüm araçlarıyla etrafımızı sarması, bizi hapsetmesi, hapsolunduğumuz zaman ve mekânda bize sanal yani sahte bir gerçeklik sunması da birçok kitleyi uyutsa da gönlü aklının önüne geçen, kalbini daha ehem gören kimseler bu hapishaneden kaçış planını sürekli olarak yapmakta bir beis görmüyor, yapıyor, bozuyor ve tekrar tekrar deneyerek nurun tamamlanacağı güne hazırlanmaktan vazgeçmiyor. Şimdi bu yazdıklarımızın kitapla ne alakası var derseniz kitabın ismiyle cevap verebilirim size: Yoksulluk içimizde.
  Evet, yoksulluk ve yoksunluk, insanın kendini tamama erdireceğini zannettiği şeyler insanın haricinde değil, içinde yani sadrında… Allah Resulü aleyhisselamın da ‘Size bozulduğu takdirde tüm vücudun bozulacağı bir et parçası haber vereyim mi,  dikkat ediniz o et parçası  kalptir’ buyurması da bu hakikate işarettir… Kitabın ismine binaen ettiğimiz birkaç kelamdan sonra meselemize dönebiliriz.
   Kitabımızın yazarı Mustafa Kutlu, öykü konusunda Müslüman Camianın medarı iftiharı… Bilhassa öykülerinde işlediği konuların günümüz insanının çıkmazlarına mebniliği ve bu çıkmazları da İslam’a götürerek olay örgüsü içerisinde halletmesi öykünün nasıl hayr için kullanılacağına dair müspet bir örnek. Yusuf Kaplan hocanın yapmış olduğu yüz kitaplık listede bu kitapların bulunması okuyucuya dil zevki ve edebi zevk kazandırmak için. Bununla beraber okumaktan sıkıldığınız ilmi ve fikri kitapların yanına Kutlu’nun öykülerini koyarsanız sizi dinlendireceğini temin ederiz. Dinlendirici dediysek de içerisinde derin manalara yol açacak, üzerinde düşünülmesi gereken birçok cümle barındırıyor, mesela 17.sayfada ahlak dersi diye bir fasıl açıp orada Ataullah El İskenderi’nin Hikemi Ataiyyesinden ilhamla bir buçuk sayfalık bir kesit ve ara ara Eşrefoğlu Rumi’den ve sair mutasavvıflardan levhalar verilmesi tasavvufi manada da okuyucuyu ekstra dinlendiriyor. Zaten Kutlu’nun kitapların da tasavvufi açılımlar bir hayli bulunur, kişinin bazen kendi kendiyle konuşması, bazen olayları değerlendirirken ki durduğu nokta itibariyle sürekli murakabe hali de bu halin bir yansımasıdır. Kitaba gelecek olursak, kitap da kahramanımız olan Süheyla, önceki hayatında sevdiği Engin’den uzaklaşmasına sebep olan, kendi hayatını sorgulama nimetini ona bahşeden ise İslam’a yakınlaşması, tesettüre bürünmesi. Öyle ki bir anda tek vazgeçilemezi İslam olan ve bu uğurda mücadele eden Süheyla’yı en çok etkileyen ve ona hidayetin kapısını açan hayyealelfelah, müezzinin haydi kurtuluşa nidası yani…
Toplamda yüz dört sayfa olan ve 13 farklı başlıktan oluşan kitap Mustafa Kutlu’nun listedeki ilk kitabı, y peş peşe dört kitap daha Kutlu’dan ve kitaplarından bahsedeceğimizden incelemeyi fazla uzatmayı uygun görmüyor ve sizi Allah’ emanet ediyoruz…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İslâm'ın Vâdettikleri Kitabına Tenkit ve Tahlil

Daha önce yayımladığımız Roger Garaudy'nin 'Geleceğimizde İslâm Var' ve 'İslâm ve İnsanlığın Geleceği' kitaplarının ardından Yusuf Kaplan Hoca'nın 100 kitaplık listesinin 19. kitabı olan 'İslâm'ın Vadettikleri' kitabının tahlilini de uzun bir aradan sonra yayımlıyoruz. Bu tahlil Garaudy'nin listedeki 3. ve son kitabı olduğundan tahlil daha da eleştirel bir perspektiften ilerleyecektir. Okurlarımıza şimdiden bunun haberini veriyor ve faydalı okumalar diliyoruz. Garaudy'e Dair Şüpheler Öncelikle bu iddiaya geçmeden önce 24 Haziran 2012'de Garaudy'nin ölümünün üstünden birkaç gün geçtikten sonra 'Yeni Asya'da   "Garaudy Muamması" başlıklı yazı kaleme alan Kâzım Güleçyüz'ün mezkûr yazısından bir iktibasla başlayalım: "Dış dünyadan İslâm saflarına girenlerin sayısı artarken, yeni Müslümanların, eski mâlûmatlarıyla birlikte geldikleri gerçeği unutulmamalı. Küçük ihmaller, Müslümanların zihninde İs...

Ya Tahammül Ya Sefer (13. Kitap)

  Hayatımızı ortasından ikiye biçecek, kendi içimize ya sefer yapıp aslımıza rucumuza ya da tahammüllerle çevrili bir hayatla avunmamıza götürecek ve   bizi iki seçenek arasında bırakacak bir cümle: 'Ya Tahammül, Ya Sefer.'   Tahammül. Neye tahammül? Ve niçin tahammül? Tahammül edilecek şeylerin dönüp dolaşıp irca edildiği makam, hayatı anlamlandırma uğraşında nerede duruyor? Sonsuzluğa açılan bir kapıya köprü değilse tahammül, yaratan tarafından takdir edilmiş ömürde, ne diye katlanmalı bunca şeye Tahammülden geçtik diyelim, sefere çıkmaya niyetliyiz, çıktığımız seferin bizi ulaştıracağı mevki de neresi? Yolun sonunda yolcu umduğunu bulabilecek mi? Umduğunu bulamayacak yolcu neden yolun meşakkatlerine katlanma tahammülü göstersin ki? Bir takım sorularla çevrili zihnimiz, bu sorular bize ya hakikatin kapısını açacak yahut tahammül edeceğiz içerisinde bulunduğumuz ortama…   Yola çıkarken mücahitliklerinden taviz vermeyecek ve davayı ters isti...

İnsanlığın Medeniyet Destanına Eleştirel Bir Bakış

Besmele, Hamd ve Salat-u Selamdan sonra... Öncü bir kuşak için okunması ve tefekkür edilmesi gereken 100 kitaplık listenin  10. Kitabı "İnsanlığın medeniyet destanı". Her biri dünya çapında yankı oluşturan  Roger GARAUDY'nın 60'ı aşkın eserinden sadece biri.Garaudy bu eseri müslüman olmadan 4 sene önce yazdı. Bu kitabın hedefi tarihe bakış açısının değiştirilmesi gerektiğini göstermek; batının aslında çoğu insanın düşündüğü gibi örnek alınacak,ulaşılması gereken hedef olarak konulacak bir yerinin olmayışını gözler önüne sermek.Malum olduğu üzre ülkemizin bir kısmı batıyı bu şekilde görenlerden oluşmakta. Motamot şekilde batıya uyarsak gelişiriz, batı gibi oluruz düşüncesinde debelenip durmaktalar. Meseleye  iki farklı açıdan bakmak istiyorum:  1. Bizim soylu bir kültürümüz, tarihimiz varken batı kültüründen ne umuyoruz? Eğer terakki umuyorsak batıya değil kendi kültürümüze, İslam kültürüne, aslımıza dönmeliyiz. Çünkü iki medeniyet arasında sıkışıp kalmaktansa ...