İnsanoğlu unutmaya, umutsuzluğa kapılmaya, vazgeçmeye meyyal
bir varlık. Her ne kadar Allah’ın en şerefli mahlûku olmaklığa ermiş olsa da bu
mükerremliği inkâr edecek ve zıddına hareket edecek kadar da nankör. Bilhassa zamanımızda
imkânların artıp ‘araçların’ yani ‘eşyanın’ amaçla yer değiştirmesi, başka bir
deyişle insan için olan eşyadan, eşya için insana doğru yol alışın insanı daha
mutlu etmesi gerekirken bu yolculuğun tam aksine insanın felaketi olduğu bir
gerçek. Teknikanın tüm araçlarıyla etrafımızı sarması, bizi hapsetmesi,
hapsolunduğumuz zaman ve mekânda bize sanal yani sahte bir gerçeklik sunması da
birçok kitleyi uyutsa da gönlü aklının önüne geçen, kalbini daha ehem gören
kimseler bu hapishaneden kaçış planını sürekli olarak yapmakta bir beis
görmüyor, yapıyor, bozuyor ve tekrar tekrar deneyerek nurun tamamlanacağı güne
hazırlanmaktan vazgeçmiyor. Şimdi bu yazdıklarımızın kitapla ne alakası var
derseniz kitabın ismiyle cevap verebilirim size: Yoksulluk içimizde.
Evet, yoksulluk ve
yoksunluk, insanın kendini tamama erdireceğini zannettiği şeyler insanın
haricinde değil, içinde yani sadrında… Allah Resulü aleyhisselamın da ‘Size
bozulduğu takdirde tüm vücudun bozulacağı bir et parçası haber vereyim mi, dikkat ediniz o et parçası kalptir’ buyurması da bu hakikate işarettir…
Kitabın ismine binaen ettiğimiz birkaç kelamdan sonra meselemize dönebiliriz.
Kitabımızın yazarı Mustafa Kutlu, öykü
konusunda Müslüman Camianın medarı iftiharı… Bilhassa öykülerinde işlediği
konuların günümüz insanının çıkmazlarına mebniliği ve bu çıkmazları da İslam’a götürerek
olay örgüsü içerisinde halletmesi öykünün nasıl hayr için kullanılacağına dair
müspet bir örnek. Yusuf Kaplan hocanın yapmış olduğu yüz kitaplık listede bu
kitapların bulunması okuyucuya dil zevki ve edebi zevk kazandırmak için.
Bununla beraber okumaktan sıkıldığınız ilmi ve fikri kitapların yanına Kutlu’nun
öykülerini koyarsanız sizi dinlendireceğini temin ederiz. Dinlendirici dediysek
de içerisinde derin manalara yol açacak, üzerinde düşünülmesi gereken birçok
cümle barındırıyor, mesela 17.sayfada ahlak dersi diye bir fasıl açıp orada Ataullah
El İskenderi’nin Hikemi Ataiyyesinden ilhamla bir buçuk sayfalık bir kesit ve
ara ara Eşrefoğlu Rumi’den ve sair mutasavvıflardan levhalar verilmesi
tasavvufi manada da okuyucuyu ekstra dinlendiriyor. Zaten Kutlu’nun kitapların
da tasavvufi açılımlar bir hayli bulunur, kişinin bazen kendi kendiyle
konuşması, bazen olayları değerlendirirken ki durduğu nokta itibariyle sürekli
murakabe hali de bu halin bir yansımasıdır. Kitaba gelecek olursak, kitap da
kahramanımız olan Süheyla, önceki hayatında sevdiği Engin’den uzaklaşmasına
sebep olan, kendi hayatını sorgulama nimetini ona bahşeden ise İslam’a yakınlaşması,
tesettüre bürünmesi. Öyle ki bir anda tek vazgeçilemezi İslam olan ve bu uğurda
mücadele eden Süheyla’yı en çok etkileyen ve ona hidayetin kapısını açan
hayyealelfelah, müezzinin haydi kurtuluşa nidası yani…
Toplamda yüz dört sayfa olan ve 13 farklı başlıktan oluşan
kitap Mustafa Kutlu’nun listedeki ilk kitabı, y peş peşe dört kitap daha Kutlu’dan
ve kitaplarından bahsedeceğimizden incelemeyi fazla uzatmayı uygun görmüyor ve
sizi Allah’ emanet ediyoruz…
Yorumlar
Yorum Gönder